Kervan yolda mı dizilir?

Hayat büyük bir sınav
Hayat iniş ve çıkışlarıyla değer kazanır. Sanki bir yürüyen merdiven gibidir. İnsan doğar, büyür ve ölür. Her basamak bizler için birer sınavdır aslında. Bu sınavın en önemli sorusu da ailedir. Çünkü içindeki kişileri ya cennete ya da cehenneme taşır. Cennet denilen hayat önce dünyada, yani aile de yaşanır.

Cennetin küçük bir denemesini yuvamızda yaşamak mümkün. Büyük bir savruluşu yaşayan çağımız insanı ya aileyi yok sayıp, onsuz olmayı ve tek yaşamayı tercih etmeye başladı. Ya da işin ucunu salıp bırakıverdi..

Yuvalarımızın hem 'Dünya'ya hem de 'Ahiret'e bakan yönleri vardır. Bir müslümanın hayatı, asıl yurt olan ahirete bakar. Bilinir ki, oraya giden yol bu dünyadan geçer.

Yuva kurmak zorlaştı
Aile kurmak denilince, yapılan cafcaflı bir düğünle dünya evine giren iki farklı cinsin başlayacağı yeni bir hayat anlaşılıyor olsa da, bu ev her zaman 'aile' olmayabilir.

Aile kurmak, sadece beraber yaşamak değildir. Sevgili Peygamberimiz’in hadisi şerifinde, "neyi ve niçin önceleyeceğimiz" konusunda bilgileri buluyoruz. Seçeceğimiz eşin her şeyden önce ahlaklı olması isteniyor. Elbette temeli sağlam atılan bir bina olmalıdır aile.

Yaşadığımız bu ortamda büyük umut ve beklentilerle kurulan aileyi başlatmak güzel de, asıl bunu koruyabilmek ve devam ettirebilmek gerekiyor. Bazen eşlerin bu aile kurumunu devam ettirmek ve bu konuda özveride bulunmak yerine, "Ben haklı olmalıyım, haklı kalmalıyım, sadece de benim dediğim olmalı..." anlayışı ipi geriyor. Hatta koparıyor.

Mahkemelerde boşanma ile biten aile ilişkilerinin istatiksel bilgileri dudak uçuklatıyor. Hatta siz bırakın haberlerde işittiğiniz rakamları ve bakın çevrenize, duydunuz ki evlenmişler, duydunuz ki boşanmışlar. Galiba bu konuda, "Kervan yolda düzelir." mantığıyla "hem aile olur, hem de zaman içinde öğrenir" anlayışı yanlıştır.

Bir çıkış yolu var
Yine bu hususta Peygamber Efendimiz İslam'da boşanmanın varlığına, ama zorluğuna dikkat çekiyor. Doğrusu toplumun hem evlenme, aile olma, bunu sürdürme kültürünü edinmesinin gerektiği gibi, -gerekiyorsa- boşanmanın da bir usulü olduğunu bilmek ve onu topluma yerleştirmek gerekiyor. Zira yıllarca beraber yaşamış, evlat sahibi olmuş insanların ayrılmaları halinde, birden tüm ailenin daha da ilerisi akraba ve sülalenin düşmanlığını görmek mümkündür.

Peygamber Efendimizin, evlenme ve çoğalmaya ait uyarı ve teşvikleri sadece sayı açısından anlaşılmamalıdır. Çünkü burada "ümmetim" tabirine dikkat kesilirsek, sıradan nüfus sayımı yerine, O'na ümmet olma hassasiyeti ve şerefi içinde dikkatli olmak gerekiyor. "Evlenmek çoğalmak ve ümmetinin çokluğu ile övünmeye imkân tanıyacak", Allah rızası esasına dayalı bir aileyi kurmak ve korumak için suyu pınarından içmek gerekiyor.

Aile kuracaksanız, kurdunuz ama koruyacaksanız; koruduğunuz aileyi cennet köşesi kılacaksanız. Geçici mutluluk ile yetinmeyip aslına erişmek için çaba göstereceksiniz.

O halde sizlere bir müjde vererek sözümü bitireyim: ATİB Kadın Kolları olarak 'Aile Okulu' açmak üzere ilk adımı attık. Çaba bizden, başarı Allah'tan...