Referans Referans Referans Referans Referans


Oruç da Acıkır

Edebiyatçı değilim. Şiirden de anlamam. Fakat merhum Mehmet Akif'in şiirlerinde bin yıllık bir medeniyetin damıtılmış birikimini, derinliğini ve ruh iklimini iliklerime kadar hissediyorum.

O, bir haksızlık karşısında asla sessiz kalmamış; neye mal olursa olsun görüşünü eğilip bükülmeden haykırmış bir şair. Ölene dek duruşundan asla taviz vermedi. Kısaca,''milli şair'' ünvanını boşuna almadı.

Evet, bir sanatçının söyledikleri ve yazdıkları kadar onların yaşam tarzı da bizi ilgilendiriyor. Sanatçı istese de istemese de toplumun bir kısmı tarafından dikkatle izleniyor. Dolayısıyla yaptığı her davranışından dolayı sorumludur. Çünkü o bir örnektir. Yazdıklarıyla, söyledikleriyle ve yaşadıklarıyla...

Bu konuyu neden mi açtım? Aslında Ramazan ayı sebebiyle 'Oruç ve Kadın' konusuna değinmek istiyordum. Aynı gün oldukça faal bir bayan arkadaşım telefon açıp ve üzgün bir ses tonuyla; '' Eskiden Cami açmak için uğraşıyorduk, şimdi Cemaat toplamak için...Ne yapabilirim?'' diye sormasa aklımdan geçen konu da değişmeyecekti.

Mehmed Akif Ersoy’un veciz ifadesi ile sorusunu cevapladım: "Sahipsiz vatanın batması haktır, sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır!" İlave olarak şunları söyledim: “Biz de diyoruz ki; sahipsiz gençliğin batması haktır, sen sahip çıkarsan bu gençlik batmayacaktır. Bunun yolu da kültürden ve sanattan geçer. Davet edildiğim bütün etkinliklere uzak yakın demeden katılmaya çalışıyorum. Biliyorum ki bizler o derneklere, camilere, eğitim yuvalarına gitmezsek birileri mutlaka gidecek. İyi de ne götürecek? O mekanlara soylu tohumlar atmak gerek. Bu tohumlar bir gün mutlaka yeşerecek ve boy verecek. Biz buna yürekten inanıyoruz.”

Artık biz kadınların zamanın nabzını iyi tutması gerekiyor. Elimizden bir şey gelmiyor, demeyin. En azından çocuklarınıza şiir ezberletin. Bayrak şiirini ezberleyen çocuk, anavatanını asla unutmaz. Yunus Emre şiirini ezberleyen çocuk, insan ve İslam karşıtı olmaz. Peki, ne demişti Yunus:

“Elif okuduk ötürü,
Pazar eyledik götürü;
Yaratılanı hoş gördük,
Yaratandan ötürü.”

Az sadaka çok belayı def eder

Teknolojinin ilerlemesiyle dünya küçüldü fakat aynı zamanda gönüller de daraldı. Yeryüzünün dört bir yanında savaştan kaçarak göçmen duruma düşen insanlara yapılan iyiliğin başa kakılmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Bugün insanlık adına dayanışma ruhuna ve beraberlik duygusuna eskisinden daha çok ihtiyaç var. Atalarımız “Az sadaka çok belayı def eder” düsturundan ilham alarak hareket etmişler. Irak ve Suriye'de yaşayan Türkmenlere, Kırım ve Doğu Türkistan'daki müslümanlara ve hatta tüm İslam coğrafyasına dönüp bakalım. Ne demek istediğimi sanırım daha iyi anlarsınız. Mübarek Ramazan ayında kendimize gelmek ve muhtaçlara yardım eli uzatmak zorundayız. Çünkü orucun da iftarı vardır. Ve oruç müminin kalbinde iftar eder.


YAZARIN DİĞER YAZILARI