Referans Referans Referans Referans Referans


Bir Mektep Daha Kapandı…

Derin şuurumuzu yitirdik...Nevzat Köseoğlu’nu kaybettik. Allah gani gani rahmet eylesin.

Toplumumuzda çok konuşanın, çok eğitimli ve bilgili, olduğu yolunda yanlış bir algı vardır ya... Ben de zaman zaman çenem yüzünden insanların böyle yanlış zehablara kapılmalarına sebep olurum. Çoğu kez bana, “Hangi mektebi okudun?” diye sorarlar. Ben de, “Mezuniyetlerim henüz gerçekleşmedi ama...” diyerek söze başlar ve konuşmamı,“Peyami Safa Kavrayış Enstitüsi, Ahmet Kabaklı Duygu ve Edebiyat Fakultesi, Galip Erdem Zeka Yüksek Okulu, Dündar Taşer Millî Mefahir Mektebi ve Nevzat Köseoğlu Tarih ve Derin Şuur Fakultesi” diyerek tamamlarım...

Herkesin coşup hamaset kanatlarını açarak uçmaya başladığı zamanlarda bile idrak ve şuurunu kenara koymadan hareket edebilen ender şahsiyetlerden biriydi Nevzat Hoca... Bu yüzden de bizim sigortamız sayılırdı. Kimi zaman eser, kimi zaman coşardık ama sonunda, bir kaç başıbozuk hariç, Nevzat Hoca’nın aklı selimine teslim olurduk hepimiz.

Hayatta en kolay ve getirisi bol olan şey hamaset üzerinden oyun kurmaktır! Eğer Ülkücülerin samimi heyecanlarından bu günlere defosuz bir şeyler kaldıysa bunu Nevzat Hoca gibi tarihi, idrak ve derin şuur bağlamında okuyabilen şahsiyetlere borçluyuz!

Sadece bu da değil...

Eğer ülkemizin bu gün geldiği noktadan yarınlara daha da ümitvar bakabiliyorsak, bunda da Nevzat Hoca ve onun gibi davrananların emekleri işin harcını oluşturur. Bu durumu, 8 Eylül 2013 tarihinde Söğüt’te, Osmanlı Devleti’nin 732. Kuruluş Yıldönümü ve Ertuğrul Gazi’yi Anma Şenlikleri’ni izlerken daha da iyi hissettim. Orada, Mahir Kaynak Hoca’nın “Osmanlı’yı kökünden sökmek istediler. Bizimkiler dibinden kesilmeye razı oldu ve ileride geri kalan kökten güçlü bir ağaç büyüyeceğini düşündüler.”diyerek özetlediği tarihsel trajedimizin adeta sona ermekte olduğunu müşahade ettim.

Galip Erdem’in “ Söğüt’teki Çınar”ı artık büyümeye yüz tutmştu...

Nevzat Hoca’nın daha gençliğinin baharında çıkardığı Söğüt Dergisi ile dibine su taşıdığı Çınar, artık dal budak salarak gölgesinde on binlerce Türkmeni misafir etmeye başlamıştı bile...

Ruhun şad olsun Hocam.
Mekânın cennet olsun!


YAZARIN DİĞER YAZILARI