Referans Referans Referans Referans Referans


Allah İçin Nefis Muhasebesi

Biz, arada maddi menfaat, dünyevi bir fayda, mevki ve makam hevesi, benlik davası, şan şöhret meselesi olmaksızın din kardeşlerimizi Allah için sevebiliyor muyuz? Bırakalım uzakta bulunan kardeşlerimizi hemen yakınımızda olan din kardeşlerimizi Rıza- i Bâri için ziyaret edebiliyor, onların hâl ve hatırını sorabiliyor muyuz? Peygamberimiz (s.a.v) Efendimiz, bir Hadis- i Şeriflerinde ‘’ Allahu Teâlâ kıyamet gününde: Benim için birbirlerini sevenler nerededir? Onları gölgemden başka gölge bulunmayan bir günde (arşımın gölgesinde) gölgelendireceğim buyuracaktır.’’ Din kardeşini yalnız Allah için seven Müslümanları Allah da sever.

Bu ilahi sevgiye erişen insan, şerefli bir insandır, bu şeref herkese nasip olmaz. Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanan bahtiyar bir insandır. Müslüman, din kardeşinin daima hayrını ve iyiliğini ister. Ona kem gözle bakmaz. Ona çelme takmaz. Kalbimizden her türlü dargınlık ve kırgınlığı, kin, haset ve husumet duygularını bir tarafa atarak birbirimizi İslami kardeşlik duygularıyla sevelim. Kalbimizden günah lekelerini temizleyip orayı imanın karargâh kuracağı bir yer haline getirelim. Bilelim ki, din kardeşlerimizi Allah için sevmemiz Allah’ın sevgisini ve rızasını kazanmamıza bir vesiledir. Bu ilahi sevgi ile kalplerimizi doldurmak ve Allah’ın rızasını kazanmak en büyük mutluluktur.

Bu huzur, bu saadet ve mutluluk geçici değil, daimdir. Suni değil, tabiidir. Fani değil ebedidir. Bilelim ki, din kardeşlerimizi Allah için sevmiyorsak bunun temelinde cehalet bulunmaktadır. Cehalet insanın fikir yapısını ve toplumun bünyesini kemirip zayıflatan bir çeşit hastalıktır. Bu hastalığa yakalanan her şeyin dış yüzünü görür. Hakikati örtmeye ve gizlemeye çalışır. İnatçı, kibirli, sorumsuz, acımasız, her çeşit gelişme, ilim ve sanat zevkine karşı hisleri ve gözleri kapalıdır. Sözünde isabet, işinde istikrar, davranışlarında samimiyet ve dürüstlük yoktur.

Zira bir Hadis- i Şerifte ‘’Akıllı kişilerin düşmanlığı, cahilin sadakatinden daha hayırlı’’ olduğu bildirilmiştir. İnsanlar arasında nifak tohumunun çekirdeğinde, gayri meşru fiil ve karakterlerin kökeninde, cinayet, kavga ve her çeşit bölücülüğün kaynağında; içki, kumar, zina, insan yaralama, öldürme ve kan davalarının özünde; tembelliğin, cimriliğin ve geri kalmışlığın temelinde, cehalet bulunmaktadır. O yerleştiği yerde vampir gibi fert ve toplumun değerlerini emen, yok eden bir tehlikedir. Toplumun teneffüsünü güçleştiren, zehirli bir bombadır. Bu noktada sadra şifa olacak tek çare Kur’an- ı Kerim’dir. Evet, Kur’ an ve Sünnetin ışığında nice katı kalpler yumuşamış olur.

Günümüzde de cehalet çemberini kırmak için sadece okur- yazar olmak kâfi gelmemektedir. Dünyada ve Türkiye’de milyonlarca aydın geçinen, okumuş, yazmış insanlar var. Çok yönlü bir ilim ve kültür hamlesini gerçekleştirmek azmiyle yola çıkılmalıdır. Bizi Tarih huzurunda millet yapan maddi ve manevi değerlerimizdir. Gelenek ve göreneklerimiz vardır. Bunları ihmal etmek veya değiştirmeye kalkmak da ayrı bir cehalettir. Yeni, yeni olduğu için alınmaz, güzel, doğru ve faydalı olduğu için alınır. Eski, eski olduğu için atılmaz, yanlış ve faydasız olduğu için atılır.

İnsanlarımızın sevgi, iman, akıl, gönül ve düşünce ufuklarının olgunlaşmasını ve aydınlanmasını temenni ederek yüce peygamberimizin şu istiane duasıyla diyorum ki; Ey Allah’ım, faydası olmayan ilimden, korkmayan kalpten, doymayan nefisten ve kabul olmayan duadan sana sığınırım. Ve yine Hz. Peygamber (s.a.v)’in şu Hadis- i Şerif mealleriyle son verelim:

"Birbirinize buğz etmeyiniz, birbirinize hasette bulunmayın, birbirinize darılıp sırt çevirmeyiniz."

Ve ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.
Bu rahmet, mağfiret ve Kur’an ayı hepimize mübarek olsun.


YAZARIN DİĞER YAZILARI