Referans Referans Referans Referans Referans


Yeni Seçim, Eski Biçim

Argoyla, hakaretle hatipleşenlere bak!..
Kalemi aldatarak katipleşenlere bak!...
Heyhat, “sağduyu kaybı sağlıksız bir hal aldı”
Hırs ile nefret ile kutuplaşanlara bak!

Yeni bir seçim, yine bir seçim atmosferi sardı Türkiye ufuklarını. Şüphesiz, halkın iradesinin ifadesi ve pratiği olması anlamında, hayata dair önemli bir gerçektir seçimler. Millet temayülü ve halk iradesinin önemi vazgeçilmezdir. Mesele bu önemli gerçeğin hakkını verebilmektir.Nitekim, “Amma velakin” demeden, “fakat“ demeden kendimizi alamadığımız konular ve söz biçimleri hep dilimizdedir maalesef. Burada da aynı serzenişi dile getirmemek mümkün değil. Zira “zarftan çok mazrufun önemli olması” gerektiği, “şekilden öte özün önemli sayılması” gerektiği unutulur ve bu hakikatler hep alışkanlıklarımızın gürültüsüne karışır gider.

Avrupa’da seçim olurken, olgun bir hava içinde, hoş bir rekabet içinde yaprakların kıpırdayışını görürüz. Nedense bizde söylem gerginliği had safhaya varır, yapraklardan öte kökler sallanır; adeta yer yerinden oynar. Benzetmek gerekirse “Kısır döngü” bir “kusur cengi” ne dönüşür.

Tarafsız ve akl-ı selim ile baktığımızda görürüz ki, “nefret dilinin, kırıcılığın, aşırı kutuplaşmanın” olduğu bir yerde “kazanan yoktur.” Değmeyen, anlamsız başarılara tenezzül ve tevessül etmemek olgunluğunu kazanmak, “asıl kazanmak” sayılsa gerektir. "Kutuplaşmayı, sevgisiz-selamsız bu tavırları, düzeysiz tartışma üsluplarını onaylayıcı olmak kanımıza, aklımıza dokunmalı!." kendimize bu haksızlığı yapmaya hakkımız yoktur.

İşte, seçimlerden bir seçim daha oluyor:

Seçim oluyor seçim,
Değişecek mi biçim...

Seçim hep aynı seçim
Değişen yalnız takvim..
Bu kısır döngülerin
Galibi, mağlubu kim?.

Her yan kuru slogan
Her taraf afiş, resim..
Vaad üstüne vaad,
İsim üstüne isim..
Bayatlamış sözlerle
Miting, nutuk, merasim.

Lâf imâlâtı başlar
Durur her tür üretim..
Bir başarı var, o da:
Üretmeden tüketim..

Ve seçim sektörüyle
Kazanır hep bir kesim..

Cüzdanı kabarıklar
Kendini eder takdim..
Ne dolaplar çevrilir
”Liste” olurken tanzim..
Fazla önemli değil
Liyâkat, gayret, azim..
Burda âdet böyledir
Torpile olur tazîm..
”İç ve dış çevreler”den
Sunulur gizli tamim...

”Tansiyon” düşürmeye
Her seçim sanki hekim!.
Umut öbür seçime
Hayat hayâle teslim..

Zihniyet değişmeden
Değişse de yönetim,
Aynı makam üstüne
Yalnız değişir ritim..

Akl-ı evveller fazla
Lâkin yok akl-ı selîm..
Geçerli olmalıyken
Adâlet, irfan, ilim
İlimle ters düşüyor
Bizde siyâsî bilim..

Tabîata direnip
Değişmeyen bu iklim,
Hakikat hayatından
Kopuyor dilim dilim..

İşinize gelirse
Bu iş böyle efendim!.

Seçim oluyor seçim
Değişecek mi biçim..

Duru bir akıl ile bakınca insanı derin bir “istihza” ya sürükleyen durumlardır bunlar. Nitekim, bu “yüzeyden aşağı düşen düzey” eksikliğine, en azından itirazımız olduğunu söylemek, onaylamadığımızı belirtmek asgari bir gerekliliktir. Öte yandan öyle fazla atanlar, pek de inandırıcı olmadıklarını bir şekilde duymalıdırlar.

Şiirimiz mecburen hicvetmek ve ironik yaklaşmak durumunda kalıyor:

Seçim devresine girdik efendim
Vaadin, yeminin bol zamanıdır..
Temcid pilavıdır gelen netekim
Kavakta savrulan yel zamanıdır..

Kaybeden geriye bakmaz demeyin
Irmaklar yokuşa akmaz demeyin
Cimrilerden, cömert çıkmaz demeyin
Bugünler paranın pul zamanıdır..

Rüyalarda bile koltuk sayılır
Sayılar arttıkça bir haz duyulur
Kahve fincanları ters yüz koyulur
Tahmin zamanıdır, fal zamanıdır..

Laf ile ne işler bitirir bunlar
İşte böyle malı götürür bunlar
Karalara deniz getirir bunlar
Ve.. Deniz üstüne yol zamanıdır..

Ağırlık bulmak zor ölçüden yana
Aramak şart değil her sözde mânâ
Sözler iğne gibi batar insana
Argolu, zehirli dil zamanıdır..

Başarıdır alkış almak gaf ile
Gafa kanmak yakışıyor gafile
Peynir gemileri yürür laf ile
Bu zaman mangalda kül zamanıdır..

POLATOĞLU, velhasılı sözler çok
Laf ile hedefi hemen vurur ok
Bugünlerde olmaz diye bir şey yok
Hendek atlayacak fil zamanıdır..

Bu şiir yorumundan sonra, son sözü gülümseten (!) başka bir dörtlüğe verelim:

Öyle hızlandılar ki durmak gerekir oldu
Abartanın yüzüne vurmak gerekir oldu
Vaat rekabetine kapıldılar partiler
“Yok mu artıran” diye sormak gerekir oldu!..