ATİB Genel Başkanı Durmuş Yıldırım, Miraç Kandili münasebetiyle yayımladığı mesajında, bütün İslâm Âleminin Miraç Kandilini tebrik ederek şöyle dedi:

​

Miraç, Peygamber Efendimiz’in (SAV) yalnızlığa çekildiği sıkıntılı bir ortamda gerçekleşmiştir. Yalnızlığa terk edildiği bir zamanda Rabbimiz, Sevgili Kul’unu muhteşem bir davetle şereflendirmiştir.

​

Nitekim Miraç olayıyla ilgili Cenab-ı Allah, İsra Suresi17/1’de şöyle buyurmaktadır: ‘‘Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye, (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübârek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir. O, gerçekten işitendir, görendir.’’

​

Miraç’ın hakikati, Hz. Peygamber’in kemal mertebelerini aşarak Sidretül- Müntehâ’ya ve Kâbe Kavseyn makamına ulaşması, Hakk’ın cemaline kavuşmasıdır. Miraç yolculuğunda, mesafelerin belirli araçlarla katedilmesi bize olgunlaşma mertebelerini anlatır. İlmen, fikren, Sidreye ve Kâbe Kavseyn’e varma ve nihayet Rabb’e ulaşmadır. Bu anlamda, Miraç yolculuğu bize Hakk’a ulaşmada izlenecek yolu tarif eder.

​

Bu gece Habib ile Mahbûb’un, Âbid ile Mâbud’un, Ârif ile Mâruf’un birbirine kavuştuğu vuslat gecesidir. Muhabbet ve Saadet gecesidir. Ondört asır önce fezanın füzesiz fethedildiği gecedir. Mirac, Cenab-ı Hakk’ın Habibi’ne bir ikramı ve tesellisidir. Efendimiz (SAV) o güne kadar çekmediği cefa kalmamıştı. İşkenceler yapılmış, sosyal boykot uygulanmış ve psikolojik baskıların ardı arkası kesilmemişti.

​

Mirac olayı ile insanlık, imtihan içinde imtihana tabi tutulmuştur. Cenab-ı Allah imanda samimi olanlarla samimi olmayanları, sıddîklarla yalancıları, doğrularla yalancıları belirlemiştir.

Miraç yolculuğu, üç semavî dinin de merkezi olan Kudüs’te geçiyordu. Onun için Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa bizim için bir miras ve emanettir...

​

İnsanın miracı anlayabilmesi için önce kendi nefsinde imâni bir yükselişi gerçekleştirmesi gerekir.
Bunu gerçekleştirdiği zaman elde edeceği feraset ve basiret onun kâinata bakarak ilâhi gücü anlamasına ve bu güce sahip olan yüce yaratıcının vahiyle desteklediği bir insanın asla yalan söylemeyeceğini kavramasına yardımcı olur. Mirac gecesinin müslümanlara telkin ettiği en önemli gerçek maddî hırs ve tutkuların yoğunluğundan kurtularak manâya yönelmesi, kulluk şevk ve kararlılığını gönlünde daima dipdiri tutmasıdır.

​

Bu manada Mirac Gecesi (Kandili) gönüllerin ve kafaların aydınlanmasına, müslümanlar arasındaki kardeşliğin pekişmesine, insanlarla iyi münasebetlerin gelişmesine vesiledir. Cenab-ı Allah’ın ikram ettiği ve sunduğu bu gün ve geceleri iyi değerlendirmeliyiz.

​

Bu vesileyle, başta Avrupa Müslümanları olmak üzere, bütün müslüman kardeşlerimizin Mirac Kandilini tebrik ediyor, Ülkemize, Milletimize, İslam dünyasına ve bütün insanlığa huzur ve barış getirmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

​

Durmuş Yıldırım 

ATİB Genel Başkanı

​