Referans Referans Referans Referans Referans


Akıl Ulaşım Sağlar

İslam dini, aklı taşıyan insanı seçip O’na hitap etmiştir.Evrende bütün yaratıklar arasında yaptıklarından Sorumlu tutulan sadece insandır.

Sorumluluk, yapılan işlerin aklın terazisinde tartarak düşünce süzgecinden geçirip değerlendirerek irade yoluyla sonucun seçimi’ni gerektirir. Yaratan Mevla, sorumlu tuttuğu üstün yaratık insan’a sonuçta mutluluğa ulaştıran akıl, düşünce ve irade gibi seçim yeteneği’ni vermiştir.

işte insan, bu yetenekleri kullanıp değerlendirmekten sorumludur. Ebediyet alemin’e yolculuk yapan insan,geçici olarak getirildiği fani dünya hayatında kendisi’ne verilen bütün nimetlerden faydalanıp kendisi’ni yaratanı keşfetmek ve O’na inanmakla yükümlüdür.insanı yarattığı için Allah’a inanmaktan verdiği nimetlerin şükrünü yerine getirmekten sorumludur.

İslam peygamberi Hz.Muhammed (s.a), “Aklı olmayanın dini de yoktur. ”Hadis i Şerifleriyle bu gerçeği vurgulamıştır. Yani aklı olmayanın dini bir sorumluluğu da yoktur. Din, deliye seslenmez. O,akıl,düşünce ve irade yoksunu olduğundan Allah’a iman ve ibadetle yükümlü değildir. Yükümlü olmayınca da sorumlu değildir.Aklı olan insan,düşünür,doğruyu eğriden ayırır ve iradesiyle seçim yapar.Allah ü Teala ,kıyamet suresinin 36. ayet i kerimesinde: “İnsan kendini başı boş bırakılacağı’nı mı zannediyor” buyurdu.

Değerli Okuyucu!

Dünya üzerinde sayıp dökmekle bitmeyen her türlü nimetlerinden faydalandığımız bir ömür .Bu ömür dünya hayatı,insan’a ebedi ahiret için bağışlanmış ilahi bir lütuftur. Yüce Rabbimiz,bu lütfünden insanı sorguya çekecektir. Mü’minun suresinin 115. ayetinde:”Biz sizi abes olarak mı yarattık? Bizim tarafımıza dönmeyecek misiniz sandınız?”buyurdu. İnsan, sahip olduğu değerlerle (akıl,düşünce ve iradeyle ) Rabbi’ne imana ulaşabilir. Ancak Allah, O’na nasıl kulluk edeceği’ni öğretecek bir de Peygamber ve kitap göndermiştir.Artık insan,kıyamet günü sorguya çekildiğinde iman ve ibadet yükümlülüğünü üzerinden atacak hiç bir gerekçe bulamayacak. Allah’a iman ve O’na ibadetle yükümlü olan insan, Bu dünyada sorumluluk duygusuyla hareket ederse yani Allah’a inanır ve O’na kulluk ederse Kıyamet günü Rabbi’ne ve O’nun lutufların’a kavuşur ki son mutluluk işte budur. Sorgu ve yargıdan sonra cennetle ve cemalüllah ile müşerref olmaktır.Peygamberimiz ,akıl düşünce ve irademize yani manevi değerlerimize ışık tutarak bizi nasıl uyarıyor.”Hesaba çekilmeden kendinizi hesaba çekin.”buyurdu. Öldükten sonra dirilip Rabbimize hesap vereceğiz. O hesap günü gelmeden yaptıklarımızın muhasebesini kendimiz yapalım. Yanlışlardan uzak duralım Rabbimizin rızası yönünde düzenli bir hayat oluşturalım .Bu düzenli hayat, Allah’ın varlığı’na ve birliği’ne iman,aynı zamanda O’na karşı kulluk görevlerimizi yerin’e getirmektir. Allah’ın varlığı’na ve birliği’ne iman kalpte parlayan ilahi bir nurdur. Nasıl yanan bir mumu fanusun içinde rüzgardan korumaya almak mecburiyetinde isek kalpte parlayan iman nurunu da ibadetlerle korumaya almak durumundayız.Kendi içimizdeki nefsimiz,Bize en büyük kötülük yapan düşmanımızdır.Yusuf suresi ayet 53 de Yusuf peygamber:” (Bununla beraber ) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder.Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan ,pek esirgeyendir” buyurdu.

Saygı değer Okuyucu!

Kur’an ı Kerim,Allah’ın varlığı’nı ve birliği’ni ispat eden akli deliller göstermektedir.Mesela :insanın kendi varlığından, göklerin ve yerin yapısından ve kainat’ın nizamından çıkardığı akli delillerdir.İslam,akli ve nakli delillerle insanın gerçeğe kavuşabileceği’ni , dünya hayatı’nı bu istikamette yönlendirmeye ve ebedi alemde Rabbi’ne ve mutluluğa kavuşabilme seçeneği’ne sahiptir. Sonuçta mutluluğa kavuşmak;,akıl ,düşünce ve irade’nin iyi kullanımındadır.

Yüce Mevla’m, Bütün insanlığı akli ve nakli delilleri kullanıp Allah’a inanarak ve yalnız O’na kulluk ederek ebedi alemde mutluluğa kavuştursun.


YAZARIN DİĞER YAZILARI