Hac ve Önemi

Sayın Okuyucu!

İslam dininin beş şartından biri de hacdır. Hac, sözlükte: saygıya layık kutsal yerleri ziyaret etmeyi kastetmektir. Dini manada ise hac, yılın belli ve belirli gününde Arafat’ta bir süre durmak(vakfe yaparak)sonra da Ka’beyi belli şekilde tavaf edip ziyarette bulunmaktır. İslam, Dünyanın hangi kıtasında bulunursa bulunsun gidip gelme imkânına sahip olan akıllı, ergen, hür ve zengin her müslümana ömründe bir defa hac etmeyi emretmiştir. Eli İmran suresinin 96–97.ayet-i Kerimelerinde Yüce Allah,”Şüphesiz, âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (ma’bet),Mekke’deki (Ka’be)dir. Orada apaçık nişaneler,(ayrıca) İbrahim’in makamı vardır. Oraya giren emniyetteolur. Yoluna gücü yetenlerin O evi haccetmesi, Allahın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkar ederse bilmelidir ki, Allah, bütün âlemlerden müstağnidir.”buyurdu.

İslam, hayatın gayesini bütün insanlar için aynı ölçü ve manada belirlerken, inananları tek gaye ve tek ideale yöneltmek, da’va ve dertlerinin, hedef ve mutluluklarının bir olduğunu en tesirli biçimde gönüllerine nakşetmek için Allah’a kulluğu müşterek bir bağ olarak sergilemiştir. Bunun için İslam ülkelerinin köy, kasaba ve şehirlerinde Cuma, cemaat ve bayram namazlarıyla bu yüce gayenin gerçekleşmesini, bütün müminlerin eğitilerek hazır duruma getirilmesini emreder. Sonra da müminlerin yılda bir kez olmak üzere ve her mümine ömründe bir defa farz sayılmak kaydıyla yeryüzünde insanlar için kurulan ilk ma’bet Ka’bede bir araya gelmesini sağlar. Böylece insanın ma’nevi potansiyel gücünü insanlıktan yana verimli duruma getirir. Olgun birer kişi olmanın bütün hasletlerini kıyametten bir manzara olarak sunar.

Hac ibadeti, gönüllerin ve ideallerin birleşmesini, her şeyden önce güçlerin birleşmesini, Müslüman’ın dost ve yardımcısının yine Müslüman olacağını hatırlatır. Bütün İslam ülkeleri arasında düşünce, sanat, ticaret, teknik ve ilim alış verişinin gerekli olduğunu teyit eder. Şüphesiz haccın, fert ve toplum üzerinde ahlaki açıdan büyük tesiri vardır.Hac hazırlığına başlayan Müslüman,önce aile fertleriyle,akraba,dost ve çevresiyle olumlu bir tutum içine giriyor,alacağı vereceği varsa ödemelerini yapıyor,gönüllerini alıyor.Herkesin hayır düasını alıyor toplumda bir barış havası oluşuyor.Resmi muameleler başlayınca medeni ve kültürel ilişkilerle bilgisi,görgüsü ve tecrübesi gelişiyor.Topluma uyarlı ve faydalı hale geliyor.Zaten medeni toplum hayatında olgun ve faydalı insana ihtiyaç vardır.Bütün ibadetlerin gaye ve hedefi.insanı medeni yönden olgunlaştırmaktır. Cenabı hak,Bakara suresinin 197. ayetinde:”Hac,bilinen aylardadır.Kim O aylarda hacca niyet ederse (ihramına giyerse),hac esnasında kadına yaklaşmak,günah sayılan davranışlara yönelmek,kavga etmek yoktur…”buyruğyla hac yolundaki mümini yeni dünya hayatına ,ailesi, toplumu ve bütün insanlık için faydalı bir kişi olarak hazırlıyor.Beden ve ruh temizliğiyle ihrama girip Allah rızası için iki rekat namaz kılıp tıpkı kefene bürünmüş ölünün kabir’e yöneldiği gibi dünya ile ilişkisini kesmiş,kendini Allah’a teslim etmiş.”Buyur Allahım!buyur emrine hazırım.Senin eşin benzerin ve ortağın yoktur.Hamid sanadır.Nimet ve mülk senindir. Senin ortağın yoktur.”telbiye ile adeta melekleşmiş zikir ve tefekkürle ka’be yollarındagöz yaşı dökerek Allah’ın müsafiri ve davetlisi olarak ilerliyor. Rabbine kavuşmanın aşkıyla gönlü yanık, gözü yaşlı ka’beyi tavaf ediyor. Arife günü Arafat’ta vakfe yapıp mahşeri hatırlıyor. Allahın huzuruna durmuş dünyadaki yaptıklarının hesabını veriyor Ve haccın terbiye çarkından geçiyor. İşlediği hatalardan pişmanlık duyup rabbinden bağış diliyor.Adem(a.s) ile Havva validemizin kendi hataları yüzünden cennetten kovulup yer yüzüne indirildiklerinde Allah’ın bağışıyla buluştukları rahmet dağından ibret alıyorlar. İnsanı rabbinin yolundan saptıran şeytanı da taşlıyor, bir daha şeytana uymayacağına dair Allah’a söz veriyor. Cenabı ı hak, kulunun samimi dileklerini kabul edip o’nu affediyor. Nitekim peygamberimiz hz.Muhammet (s.a),”Kim cinsel yaklaşmada ve o’na yol açan davranışlarda bulunmaksızın, ilahi sınırları aşıp günah işlemeden haccederse, anasının o’nu doğurduğu gündeki gibi günahlarından (arınarak) döner.(ancak kul hakkı müstesna) beş hadis kitabı Abu hüreyreden nakletti.

Sayın Okuyucu!

14 asır önce Yüce İslam’ın emrettiği hac ibadeti,kişinin, Ailenin, toplumun ve milletin eğitim ve kültür yönünden gelişmesini sağlayan ,milletler arası ilişkilerde medeni düzenlemeyi tesis eden,faydaları sayılamayacak kadar çok önemli bir ibadettir.Hac,İslam Âleminin yıllık kongresidir. Müslümanlar bu kongrede dini ve dünyevi Problemlerini müzakere ederler olumsuz durumları düzeltirler, dinin ön Gördüğü, aklın ve müspet düşüncenin gerektirdiği medeniyet yolunda Devam ederler. Hac ibadetini yerine getirip evine dönen Müslüman, Yalandan, dolandırıcılıktan ve başkasına zarar vermekten kaçınır, herkesin Güvendiği medeni bir insan olur. Bu gün bütün dünya milletleri de Eğitilmiş, çalışkan, dürüst ve zararsız topluma faydası dokunan insan Beklemektedir. Rabbim bütün huccacın haccını kabul buyursun.

Gidemeyenlere imkânlar bağışlasın ve gitmelerini sağlasın.