Referans Referans Referans Referans Referans


Merhaba

Sonbahar geldi. Yaz sıcaklarından sonra başlayan serinlik adeta kış aylarının soğuk günlerine bizleri alıştırıyor. Umarım çoğunuz - benim gibi -Anadolu’nun sıcak yazını içinize yükleyerek Almanya’ya geri döndünüz..

Mevsim sonbahar olmasına rağmen sosyal etkinlikler ve kültür hayatı için sanki bir ilkbahar hüviyetinde. Yaz aylarında etkinlikler ciddi bir azalma gösteriyor. İzin konusu gündemi tek başına belirliyor. Ama Ekim ayında bu faaliyetler yeniden canlanıyor ve gelişmeye başlıyor.

Evet, Anavatan’dan Heimat’a hoşgeldik! Alıştığımız düzene yeniden kavuştuk. Yıllardır çözüm bekleyen sorunlarımızla tekrar buluştuk.. İzin hazırlığı içerisinde iken Almanya ‘2014 - Eğitim Raporu’ nu yayınlamıştı. Rapora göre; Almanya’da yaşayan genç kızlarımızın büyük çoğunluğu meslek sahibi olmadıkları gibi, meslek eğitim yeri de bulamıyordu.

Bu alanda başta ATİB olmak üzere sivil toplum kuruluşları olarak mutlaka bir şeyler yapmamız gerekiyor. En azından kadın meselesine duyarlı örgütlerinin dikkatini çekmek Alman kamuoyunu da harekete geçmeye zorlayacaktır. Önümüzdeki günlerde ATİB Kadın Kolları olarak bu sorunu masaya yatıracağız, çözüm yolu arayacağız. Genel Başkanımız İhsan Öner Bey’in de katılacağı istişare toplantımızda alınan kararlardan elbette sizleri de haberdar edeceğiz.

Keşke Almanya’da yaşayan biz kadınların tek sorunu ‘eğitim’ olsa diyesi geliyor insanın. Günümüz toplumunda insanlar, birbirleriyle normalde olması gereken iletişimi koparmış, teknoloji ve sistemin mecbur bıraktığı şekilde bir iletişimin içine girdiler. Bu ‘yeni’ iletişim tarzı, insanların arasına hiç bir his temasına izin vermeyen kalın ve yüksek duvarlar ördü. Bu kopuklukla insanlar birey ve toplum olabilme bilincinden hızla uzaklaşıyor. Bu iletişimsizlik ve bilinçsizlik hali değerler krizine yol açtı. Değerler krizinden en çok etkilenen kesim ise maalesef biz kadınlar oluyoruz. Almanya Türk Toplumu eğer varlığını sürdürecekse, Türk Dili bizden sonraki kuşaklar tarafından konuşulacaksa, kadın meselesine yeterince eğilmemiz şart. ATİB Kadın Kolları olarak önümüzdeki dönemde iki başlık altında bu soruna el atacağız: Eğitim ve Sağlık. Tüm enerjimizi bu iki önemli alana harcayacağız. İlkini yukarıda belirttim. İkinci sorun ilki kadar mühim. Yabancı bir toplumda kendi değerlerimize bağlı çocuklar yetiştirmelerini Türk kadınlarından bekliyoruz, ama bu çabalarında onların yalnız bırakıldığını, üstelik bu süreçte sağlık sorunlarıyla baş başa kaldıklarını görmezden geliyoruz.

Bu bağlamda „Deutscher Paritätischer Wohlfahrtsverband“ ile görüşmelerimiz oldu. Onların önerisi üzerine öncelikle NRW eyaletini kapsayacak biçimde Almanya Göçmenler Sağlık Merkezi ile birlikte Türk kadınlarına yönelik kadın hekimler, psikologlar ve uzmanlar tarafından verilecek sağlık seminerleri düzenleyeceğiz. Bu projenin hazırlıkları bitmiş durumda. Nerede ve ne zaman sağlık semineri düzenleneceği bilahere derneklerimize bildirilecektir. Burada dernek yöneticisi beylerin çalışmalarında Kadın Kolları’nı desteklemelerini ve teşvik etmelerini beklediğimizi belirtmeden geçmiyeyim. Zira bizim geleneğimizin özünde tevhid düşüncesi vardır. Tevhidin tezahürlerinden biri de insanların çiftler halinde yaratılmasıdır. Ayetlerde sık sık buna atfen tefekküre çağrılır müminler. Hem bu ikilik hem de kesret; esasında vahdetin yaratılış alemindeki tezahürüdür. Bu sebeble erkek ya da kadın olarak yaratılmış olmayı biz müslümanlar yalnızca bir tecelli ve bir imtihan zemini olarak telakki ederiz.

Selam ve muhabbet ile..


YAZARIN DİĞER YAZILARI