Referans Referans Referans Referans Referans


Gurbetin Düşünen Adamı

Avrupa’ da iki kültür arasında savrulanlar, yıkılanlar, yorulanlar ve kaybolanlar çok oldu. Hayatın her dönemini bir savaş sayarsak hiç bir savaş elbette ki zararsız atlatılmamıştır. Bu nedenle Türklerin Avrupa’ ya göç savaşı da zararsız ve ziyansız atlatılmamıştır.

Avrupa Türkleri ve onların hikayeleri başlı başına bir üniversite konusudur ve her yönüyle incelenmesi gereken bir problemdir.

Uzun yıllardır Almanya’ da yaşayan Alaattin Diker bu tür sorunlar karşısında susmayan ve fikirlerini Almanca olarak ifade edebilen gurbet düşünürlerinden biridir.Almanya’ da Almanlar tarafından sadece tekstili, döneri ve manavlıklarıyla anılan Türkler arasında Alaattin Diker, Mahmut Aşkar, Ali Kılıçarslan, Muhsin Ceylan gibi Almanya’ nın ve Batı kültürünün deyim yerindeyse, ciğerini bilen ve onlara kendi dillerinden cevap verebilen şahıslar ne yazık ki Türkiye’ de pek tanınmamaktadırlar.Almanya söz konusu olduğunda dövizini ve burda yetişmiş iş adamlarını gören televizyonlar ve kuruluşlar fikir söz konusu olduğunda Avrupalı Türkleri görmezlikten gelmekte ve aynen Almanlar gibi olaylara bakarak Avrupalı Türkleri ‘Fikirsiz bir güruh’ olarak görmektedirler.Oysa Ali Kılıçarslan, Muhsin Ceylan, Alaattin Diker, mahmut Aşkar kadar Alman basın ve yayın organlarını takip edebilen, kendi anadillerinde yorumlayan ve bize özgü sonuçlar çıkarabilen insan çok azdır.Almanya’ daki basın yayın organları ve resmi yetkilileri tarafından bunlara verilen değer ise ne yazık ki herhangi bir küçük işletmeciye verilen değer kadar bile değildir.Bu çevreler tarafından yayınlanan kitapçıklar veya broşürlerde düşünen adamlardan çok sponsorların boy boy resimleri ve hayat hikayeleri yer almaktadır.Bir Muhsin Ceylan, Bir Ali Kılıçarslan bunlar için yokturlar ve onlara ihtiyaç hissedildiğinde hatırlanırlar.

Alaattin Diker’ i tanıdığımda Köln’ e yeni yerleşmiştim.Hessen Eyaleti’ nin Dillenburg gibi küçük bir kasabasından büyük bir şehre gelmek beni bir hayli yormuştu.Çoğu zaman evden çıkmak istemiyor ve evde saatlerce kitap okuyordum.Oysa Köln’ de bir sürü insan tanıyordum.Alaattin Diker de bu tanıdıklarımdan biriydi. Gerçi samimi değildik ama benim Ayrılığın Rengi Hüzün kitabımın bir kaç yıl önce Köln’ de yapılan okuma gününde kitabın tanıtımını o ve Mustafa Can yapmıştı.

Birgün telefonum çaldı ve açtığımda onun sesini duydum.

-Ne yapıyorsun? Diye sordu.
-Hiç birşey yapmıyorum, dedim.
-Öyleyse buluşup biraz sohbet edelim, dedi.

Canım dışarı çıkmak istemiyordu ama artık hangi duyguyla kabul ettim. Ren Nehri’ nin kıyısında Çikolta Müzesi denen güzel bir kahvede buluştuk. Saatlerce edebiyat, sanat,sosyoloji, felsefe üzerine sohbet ettik.Sonra yağmurun çiselemesine aldırmadan Köln Botanik Parkı’ na gittik.Orda karanlık çökene kadar gezdik.Dışarı çıkmak isterken kaybolduğumuzu anladık.Ortalıkda hiç kimse de görünmüyordu. Yarım saat kadar parkın dışına park ettiğimiz arabamızı bulduk ve arabanın içinde kaybolmamıza kahkahalarla güldük.

O günden sonra gün geçtikçe samimiyetimiz ve dostluğumuz arttı.18 yaşlarında Almanya’ ya gelmişti. Almanya’ nın en kaliteli üniversitelerinden biri olan Trier Üniversitesi’nde sosyoloji okumuştu.Alman dilini mükemmel biliyordu.Yazdığı makaleler bir kitap konusu olacak kadar dolu ve özgündü.Almanya’ da yayınladığımız Referans dergisine yazdığı Türkiye’ nin Trajedisi isimli makaleyi üç -dört kez okumuştum. Bu dört sayfalık makalede Türkiye’ nin II.Abdülhamid’ den bu yana Türk düşüncesindeki yanılgıları, kesintileri ve kozmopolitliği kendine özgü bir üslup ve keskinlikle çok güzel bir şekilde anlatmıştı.Onun Türk Edebiyatı dergisinde ve diğer Avrupa ülkelerinde yayınlanan makalelerinin hemen hemen hepsinde aynı titizlik ve fikir çilesi vardır.O, hiç bir makalesini sadece yazı yazmak veya fikir beyan etmek için yazmaz.Yazarken mutlaka bir hedefi ve metodu vardır.Onun en büyük avantajı Alman ve Türk dillerindeki kavramları hem bütün derinliği ile anlayabilmesi ve onları iki dilde de yerli yerinde kullanabilmesidir.

Alaattin Diker titiz bir düşünürdür. Bu nedenle yazmakta oldukça ketum davranmaktadır. İlk kitabı Türkiye’ nin Korkuları Berikan Yayınları arasında çıktı.


YAZARIN DİĞER YAZILARI