Baflka bir ifadeyle; vasat bir tarih bilgisine sahip herke-
sin, “Sen dinden ç›kt›n!” diyerek, Hz Ali’ye k›l›ç çeken
“Hariciler”in ça¤dafl versiyonuna, art›k bazen Avrupa
sokaklar›nda dolafl›rken, Kuran-› Kerim da¤›t›rken, ba-
zen de müslüman ülkede, Müslüman, H›ristiyan, Yezidi
bo¤azlarken görür oldu.
Orta yol müslümanl›¤›nda karar k›lm›fl Türklerin Av-
rupa’da yetiflen çocuklar›ndan da, sözkonusu ak›mlara
ilgi ve kat›l›m giderek artmaya bafllay›nca, tehlikenin sa-
dece Türkiye s›n›rlar›na de¤il, buradaki kap›m›za da da-
yand›¤›n› biz Türkler de nihayet anlad›k! Nerede yanl›fl
yapt›k, neyi ihmal ettik, gibi konularda kendimize ayna
tutmadan önce, “Garp Cephesi”ndeki duruma bir göz
atal›m:
MÜHTED‹ FANAT‹ZM‹
Suriye veya Irak’ta Ifi‹D ad›na savaflan veya savaflm›fl
olan AB vatandafllar›n›n say›s›, sene bafl›nda iki bin iken,
flimdi bu say› üç bine ç›kt›
(3)
. Federal Almanya Anayasa-
y› Koruma Teflkilat›’na göre, Almanya’dan, Suriye’ye gi-
den savaflç›lar›n say›s› 450’yi geçti. Bunlardan k›rk tanesi
kad›n. Almanya’dan kat›lanlar›n %14’ünü ise din de¤ifl-
tirerek Müslüman olanlar oluflturuyor. Bunlardan en ta-
n›nm›fl›, flimdiki ad›yla, Abu Talha al-Almani, eski rapç›
Deso Dogg’dur ki, cesetlere hakaret ve asker toplama vi-
deolar›yla dikkatleri üzerine çekiyor. Yeni gelen bir ha-
bere göre ise, Irak’ta fiii’lerin kalesi Samarra‘da intihar
eylemcesi bir Berlin’li öldü
(4)
.
Avrupa Göçmen Müslümanlar›n›n yeni kuflaklar›n-
daki sosyo-kültürel de¤iflimi en iyi okuyabilenlerin ba-
fl›nda gelen Frans›z flarkiyatç› Olivier Roy, “Kültürel
yozlaflman›n (dekültürasyon) en canl› örnekleri, ihtida
edenlerdir.” diyor. Din de¤ifltirdikten sonra, o ana men-
subu oldu¤u kültüre de s›rt çeviren mühtedide, flayet ha-
z›rl›kl› de¤ilse, meydana gelen kültürel k›r›lma, yeni
dinini daha “radikal” bir biçimde alg›lamas›na sahip o-
lur. fiahsen böylesi bir durumu yak›n çevremde gözlem-
le imkân›na sahip oldum. Yazar, konuyla ilgili flöyle bir
iddiada bulunuyor: “Say›lar› doksanl› y›llar›n bafl›ndan
itibaren giderek artan, radikal-‹slâmc› flebekedeki müh-
tediler (din de¤ifltirenler), asla bir istisnaî durum de¤il-
dir. Onlar, küreselleflen ve Bat›l›laflan ‹slâm’›n bir
sonraki belirtileridir. Radikal Sol, hâkim düzene karfl›
verdi¤i mücadeleyi kaybetti¤i yerde, onlar, radikal-‹s-
lâm’›n sistem karfl›t› ve anti-emperyalist boyutuna hay-
ran oldular.
(5)
Belli bir alt yap›ya sahip, macera peflinde koflmayan
ve inanarak din de¤ifltiren Avrupal›lar, elbetteki bu kesi-
min kah›r ekseriyetini teflkil etmektedir. Bunlar›n için-
den Frans›z Roger Graraudy ve AlmanMurad Hoffman
gibi dünya çapl› ‹slâm’da karar k›lm›fl ayd›nlar oldu¤u
gibi, flahsen tan›d›¤›m›z Alman kökenli Müslümanlar›n
birço¤u son derece yüksek bir bilgi ve e¤itim düzeyine
sahip insanlard›r. Oliver Roy’un, “radikal-‹slâmc›” çer-
çevede de¤erlendirdi¤i mühtediler için yukar›daki, “asla
bir istisnaî durum de¤ildir” iddias›n› epey abart›l› bulu-
yoruz. Tam tersine; onlar›n içinden ç›kan “radikal ‹slâm-
c›lar” son derece marjinal gruplard›r, çünkü din
de¤ifltirmeden önceki sosyo-psikolojik durumlar›na ba-
k›ld›¤›nda, bunda bir çeliflki olmad›¤› görülecektir. Me-
sela, 18 yafl›na yeni girdikten sonra Müslüman olan ve
meslek e¤itimi staj›n› yar›da b›rakarak Suriye’ye (6) gi-
den Hamburg’lu gencin ölüm haberi verilirken, kar›fl›k
bir aile ortam›nda yetiflti¤ine ve ruhî dengesizli¤ine dik-
kat çekiliyor.
Ifi‹D’in eski komutanlar›ndan (flimdi Türkiye’de) Ah-
med Ebu Hamza, kendisiyle yap›lan söyleflide; “Niçin
Avrupa ve Amerika’dan bu kadar genç müslüman
Ifi‹D’e kat›lmak istiyor?“ sorusuna verdi¤i cevaptan da,
terör örgütüne kat›lanlar›n psiko-sosyal yap›lar›n› anla-
mak mümkün: ”Biz, k›yametin kopuflunun ve yeniden
diriliflin, El-fiam’da, yani Büyük Suriye’de vuku bulaca-
¤›na inan›yoruz. Onun için oradaki cihad, Afganis-
tan’dan daha kutsald›r. Allah, El-fiam halk›n›n
kurtulaca¤›n› garanti ediyor. Onun için, zulme u¤ram›fl
kardeflleriyle empati kuran genç müslümanlar, orada sa-
vaflmay› övünç meselesi sayarlar. Fakat birço¤u ya ruh
hastas› veya sadece çok fakirdir. Onlar›n bu kafa yap›s›,
cihad için büyük bir problemdir.
(7)
Bölgeyi ve hâkim olan düflünce yap›s›n› iyi bilen Yas-
sin Musharbash da, ayn› gazetedeki sözkonusu terörist
gruplarla ilgili yorumunda; gidenlerin ço¤unun genç ve
tecrübesiz, macera heveslisi, aptal, dini kendileri için ye-
dek bir teminat olarak gören ve “tanr› savaflç›lar›” ola-
rak kabul görmek arzusunda olan insanlard›r, diyor.
(8)
fi‹DDET VE GÜÇ MESELES‹ VEYA
KED‹N‹N FARE ‹LE OYUNU
Herfleye inan›rd›m ama 1970’li ve 1980’li y›llar›na ta-
n›k oldu¤umAlmanya’n›n, 2013 y›l› itibariyle, sekiz mil-
yar Euro’luk silah ihracat›yla, ABD ve Rusya’dan sonra,
dünya üçüncüsü olaca¤›na inanmazd›m.
-Silah ne içindir?
-‹nsan öldürmek için...
Silah pazar› yaratabilmek için düflmanl›klar›n ve in-
san öldürmenin teflvik edilmesi gerekir. Geçerli slogan
fludur:
-Silah benden, can senden!
Uygulanan taktik, Elias Canetti’nin, kedi-fare iliflki-
sindeki felsefik yorumu gibidir: Kedi, yakalad›¤› fareye
önce fiziki fliddet uygular; onu biraz h›rpalad›ktan sonra
nüfuz etti¤i, gözetimindeki alana b›rak›r. Kedinin pençe-
sinden kurtulan zavall› fare, özgürlü¤üne kavufltu¤unu
zanneder fakat yapt›¤› her hareket, gitti¤i her yer farenin
gözetimi ve hâkimiyeti alt›ndad›r. Ne zamanki fare, ke-
dinin hâkim oldu¤u alan›n d›fl›na ç›kmaya yeltense, yani
k›rm›z› çizgiyi aflmaya kalksa, hemen kedinin pençesini
s›rt›nda hisseder
(9)
. Özellikle Ortado¤u dedikleri
9