yi birey olmaktan alıkoyan içsel anarfli “Kalk beraber gi-
delim” ça¤rısına zemin hazırlamanın kolay olmadı¤ını
bize hatırlatmaktadır.
Kendi içsel problemleriyle bafl edemeyen, yüre¤i ile
beyni arasında dinmeyen bir savaflın arenası olan günü-
müz ‹slamdünyasının, “Baflkasının derdiyle dertlenmek
veya baflkasını kendine tercih etmek,” düsturlarına sarıl-
masını beklemek flüphesiz realiteden uzak bir kolaycılı-
¤a itecektir bizi.
Özellikle kavram kargaflasına maruz kalan dima¤lar-
dan sa¤lıklı bir açılım beklemek de beyhude bir yol ola-
caktır.
Öyleyse bafllangıç noktamızda duran “Ben”le beraber
bir düflünsel temizlik gerekmektedir.
Bu düflünsel temizlik, ilk sınavda oldu¤u gibi aynı he-
defe yönelik olmalıdır.
Hayat, ben’le bir baflkası arasında bir diyalog ve alıfl-
verifltir. Ayrıca hem yakınlaflma ve uzaklaflmadır hayat!
Bazen de zıtlaflma ve uzlaflmadır hayat. Yol, beni sana
veya ötekine, seni veya ötekini de bana getirir. Hep bir
gitme gelme dönüflümü içinde yaflarız. Aslında bafllan-
gıçla hedef ayn noktalardadır. Hani güzel bir deyimle,
“O’ndan gelip O’na gitmedir, herfley”
Ortaya çıkan di¤er bir soru ise, yola çıkarken, “Haydi
kalk beraber gidelim,” derken, yoldaki ortak iflaretleri,
ortak kavramları tanımlamay›, birbirini anlamayı veya
anlamamayı nasıl belirlemelidir?
Yol yoldafllı¤ının, hedefin, dostlu¤un, övüncün, alçak
gönüllülü¤ün, hakkın, piflmanlı¤ın, karflı duruflun, bo-
yun e¤iflin, faziletin, zelaletin, aya¤a kalkmanın, karar
vermenin ve flükrün manalarını hangi kavramların ıflı¤ı
altında ekillenece¤i yol yolculu¤u için de önemli adım-
lardır. Öyleyse din ve dinle bütünleflmifl açık veya saklı
kavramlar, farklı anlamdünyalarını açan, onları tanıyan
tanımlayan, yaflama hazırlayan, yaflatan, gelifltiren, zen-
ginlefltiren ve yücelten kavramlar silsilesidir.
Bakıflları, düflünüflleri, görüflleri, hayat felsefeleri ne
olursa olsun, hangi mekanın, hangi geleneklerin, hangi
sistemlerin renklerini, farklılıklarını taflırlarsa taflısınlar,
aynı dinin kavramlarını ve kavramlarının içeri¤ini pay-
laflan insanlar aynı çerçevenin, aynı mekanın ruhu ile ha-
reket etme zorunlulu¤una gelip yerlefleceklerdir. Bu
kaçınılmazdır.
Aslında bu kavramları paylaflma arzusu, bir manada
da aynı anda var olma, aynı dili konuflma cehdiyle bafl-
lar.
Aynı dili konuflan, aynı yöne, hedefe gitme¤e karar
veren, aynı sevginin atefliyle yananların yol yoldafllı¤ı
ayrı ayrı yollardan olsa da bir yerde mutlaka “Bir” de
birlefleceklerdir.
Hani ünlü bir hikaye vardır. Horasanlı bir ehlibeyt a-
flı¤ı uzun yollar aflarak, büyük sıkıntılar çekerek ‹mam
Muhammed Bakır’ın huzuruna varır. Huzura geldi¤in-
de ayakları parçalanmıfl, yorgun ve hasta düflmüfl-
tür. ‹mam’ı görür görmez, “Ya ‹mam beni o uzak yoldan
buraya ancak ehlibeytin aflkı, muhabbeti getirebilirdi”
der. ‹mam tebessüm eder:
“Her kim her neyi severse onunladır ve kendi gerçe¤i
onun gerçe¤inin aynısıdır,” der.
Öyleyse, sevdiklerimizle birlikte olabilmek için, onla-
rın gerçe¤inin de bizim gerçe¤imiz olmasını istiyorsak
“Birlik” ipine sarılmaktan baflka çare yoktur.
Mevlan Celaleddin ne güzel söylemifl:
“Üfle birlik neyini de hepimiz toplanalım
Bir araya gelelim de hepimiz bir olalım
Kendimizden geçersek suyla bir renk oluruz
Bir a¤acın dalları, o kapının kuluyuz”
12 REFERANS OCAK 2015
fiüphesiz, düflünen insan için
özgürlük, adalet ve hakikat aray›fl›
bafllangݍtan sona kadar
durdurulamayan bir eylem olarak
kalacakt›r. ‹nsan “ben” dedi¤i an
kendisi ile eflya aras›ndaki fark›nda
bilincinde olur. “Ben” hem kendini
tarifte ve tan›mda hem de baflkal›¤›
tan›mda ve tarifte ilk ad›m,
ilk baflkald›r›, ilk bafll›l›kt›r.