yüzünde yaln›z gezen y›ld›zlar, Yeryüzünde sizin kadar
yaln›z›m, Bir hayk›rsam belki duyulur sesim, Ben yaln›-
z›m, ben yaln›z›m yaln›z!” flark› sözleri ile yine uzun za-
man dinlenilen, “Çekmedi¤im dertler çile kalmad›,
Feryats›z gündüzüm olmad›, A¤lamad›k sokak köfle kal-
mad›, Yaln›z›m dostlar›m yaln›z›m yaln›z! Neler gör-
düm neler geldi bafl›ma, Düfle kalka geldim ben bu
yafl›ma, Tutup da kald›r›n Allah aflk›na, Yaln›z›mdostla-
r›m yaln›z›m yaln›z!” arabeskinin sözleri düfltü.
Son aile yap›s› raporuna göre, çocuklar›n› yaln›z ye-
tifltiren anne veya babalar›n say›s› da her geçen gün ar-
t›yor. Almanya’da, yaln›z bafl›na çocu¤una bakan
ebeveynlerin onda dokuzunu kad›nlar oluflturuyor. Ai-
lelerin beflte birinde çocuk ya anne ya da babas›nda ya-
fl›yor. Boflanm›fl ailelerde çocu¤un yükünü genelde
kad›nlar çekiyor. Çocuklar›n› tek bafl›na yetifltiren ebe-
veynlerin ço¤unun Berlin’in yüzde 32’lik gibi bir oranla
lider oldu¤u büyük flehirlerde yaflad›¤› dikkat çekiyor.
Federal Aile Bakanl›¤›’n›n son aile raporuyla ilgili
yapt›¤› de¤erlendirme aç›klamas›nda ise, çocuklar›n›
yaln›z yetifltiren 1,6 milyon annenin yüzde yirmibefli sos-
yal yard›mdan geçinmek mecburiyetinde. Bakanl›k, bu
fakirlik s›n›r›nda yaflayan annelerin mesleki potansiyel-
lerinin de¤erlendirilmesi ve bu annelerin mesleki hayata
kazand›r›lmas› için hal çareleri ar›yor. Olay›n derinine
indikçe bu sürecin ne kadar karmafl›k hale geldi¤i ortaya
ç›k›yor.
Detaylarla sizleri bo¤mak istemem. Eskiye özlem
bab›nda söylemiyorum: Hat›rlay›n, bir zamanlar Alman-
ya’da da, boflanmalar ve çocu¤u ile yaln›z yaflayan aile
fertleri yad›rgan›rd›. Günümüzde ise bu durumlar, ‘nor-
mal’leflti. Yani çevre bask›s›n›n da ortadan kalkmas›yla
boflanmalar daha da kolaylaflt›. Baflka bir ifadeyle ev-
lilikler naylonlaflt›. Bu süreçleri yaflayan yani; sadece an-
ne veya baba ile büyüyen çocuklar›n aile ortam›ndan
uzaklaflmalar› ve yaln›z yaflamaya al›flmalar› sonraki ya-
flamlar›n› etkiliyor ve onlar da çok rahat bir flekilde bu
tercihte bulunarak yaln›z yaflama yoluna vuruyorlar
kendilerini. Bu aile yap›s› de¤iflimi sürecine yaz›l›, sözlü
ve görüntülü medyan›n devaml› pompalad›¤› ister eko-
nomik ister sosyal isterseniz psikolojik ‘özgürlük’ eksenli
yay›nlar›n› da ilave ediniz. Toplumlar›n, onlar üzerin-
den para kazananlar taraf›ndan nas›l dönüfltürüldü¤ü-
nü, de¤ifltirildi¤ini görüyorsunuz de¤il mi! Evet, bu
karfl› karfl›ya oldu¤umuz yeni aile halimizin, sosyolojisi,
psikolojisi ve ekonomisi ise baflka bir yaz›n›n konusu.
BEYNE ULAfiMANIN YOLU
YÜREK KAZANMADAN GEÇ‹YOR...
Yaln›z yaflayanlar›n ülkesi olma yolundaki Alman-
ya’da, 13,4 milyon insan yaln›z yafl›yor. Nedir bu yaln›z-
l›k? Geldi¤imiz kültür havzas›nda, yaln›zl›k; üzerine
fliirler yaz›lan, flark›lar bestelenen, hemen hemenherke-
sin hayat›n›n bir döneminde farkl› flekillerde yaflay›p tec-
rübe etti¤i bir duygu. ‹flin ehli, ilmi iki tip yaln›zl›ktan
bahsediyor: Duygusal yaln›zl›k ve sosyal yaln›zl›k. Gü-
venilebilecek ve ba¤lan›labilecek bir figürün olmamas›
sonucu ortaya ç›kan›na duygusal yaln›zl›k olarak tarif e-
den iflin ustalar›, sosyal yaln›zl›¤› da, kiflinin ihtiyaç duy-
du¤unda ulaflabilece¤i yeterli sosyal çevresinin
olmamas› diyor. Sosyal yaln›zl›k içinde olanlar, topluma
kar›flamad›klar›ndan hayata adapte olam›yor içine ka-
pan›k bir yaflam sürüyor.
Mesela okulunda, genelde s›k›nt› yapmayan fakat
kat›l›mc› da olmayan çocuklar› hat›rlay›n. Bu hal kroni-
kleflirse, bu gençler emellerine ulaflmak için insan› mal-
zeme olarak kullanan ak›mlar›n aray›p da bulamad›klar›
fertler haline geliyor. Örgütlerin, ak›mlar›n, veya teflkil-
atlar›n kapsama alan›na ald›klar› o sosyal yaln›z genç,
art›k örgütün grup psikolojisiyle istenilen, hedeflenen
flekilde formatlan›yor, flekillendiriliyor.
Toplum bu ‘sosyal yaln›z’ genci görüp, oldu¤u yer-
den alarak onu ba¤r›na basmak yerine ötekilefltirirse, ai-
diyet duygusunu vermezse, ona bu de¤erleri sunanlar›n
önce kapsama sonra da etki alan›na girerek, onlar›n uy-
dusu haline gelmesi kaç›n›lmazd›r. Yüre¤ini kazana-
mad›¤›m›z birinin beyninde söylediklerimizin karfl›l›k
bulmas›n› beklemek, safl›ktan da öte birfley. 2015 y›l› Al-
manya’s›ndan öldürmek ve muhtemelen de ölmek için
savafla giden çocuklar›n bu gidifllerini baflka nas›l izah
edebiliriz ki!
Gençlerin yöneldikleri fliddetin hakl› hiç bir mazereti
olamaz. Di¤er taraftan da hayat denen ve akan bir süreç
de var. Bu sürecin baz› noktalar›nda yapt›¤›m›z hatalar›n
sonuçlar›yla karfl› karfl›yay›z bugünlerde. Gençleri çar-
k›ndan geçirdi¤imiz e¤itimde neleri yaln›fl yapt›k, yap›-
yoruz?
Onlar›n kültürel kimliklerinin inflas› için gerekli olan
neleri ince sistematik bir politikayla hep hayat›n d›fl›na
att›k, at›yoruz? Nüfusunun beflte biri göçmen as›ll› olan
yeni vatan Almanya’da, politik ak›l yar›m a¤›zla söy-
ledi¤i, ‘Almanya göçmen ülkesidir’in gere¤ini yerine ge-
tirmemek için direniyor, bunu ete kemi¤e büründürmek
için gere¤ini yerine getir(e)miyorsa, bu ötekilefltirme-
lerin üretti¤i kuflaklar, hep birileri taraf›ndan kul-
lan›lmaya müsait nesneler olmaya devam edecektir.
Bunu bilmek için de, ne çok ak›ll› ne de sivri zekal› ol-
maya gerek yoktur.
Daha iyi bir gelecek için samimiysek, bar›fl ve huzur
içinde birlikte yaflamdan yanaysak, birbirimizi infla et-
meye mahkumuz. Bunun da ilk ve de¤iflmez flart›; eflit
göz hizas›nda konuflmak, görüflmek. Birbirimiz hakk›n-
da bilgi için ilgi gerekiyor. Zira, befl harfli ‘bilgi’nin’, yüz-
de seksenini yani dört harfini ‘ilgi’ oluflturuyor. Gerisi,
bofl laf...
14 REFERANS ŞUBAT 2015