Background Image
Previous Page  10 / 60 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 10 / 60 Next Page
Page Background

10 REFERANS ŞUBAT 2015

“Ninno”nun önünden hiç olmazsa kaç›yorlard› fakat

Bat› hem k›flk›rt›yor hem de dönüp vuruyor.

Gustave Le Bon’un, “Kitleler sadece resimlerle düflü-

nür ve sadece resimlerden etkilenirler (Pschologie der

Massen)” fleklindeki tesbitini herkesten önce ve iyi kav-

ram›fl Bat› medyas›, özellikle Arap co¤rafyas›ndan gelen

dehflet resimleriyle, farkl› milliyetlerden oluflan Avrupa

Müslümanlar›n› h›rpalamaya, “terbiye etmeye” ve med-

ya art› kamuoyu bask›s›na devam ediyor.

KORKU TOPLUMU: “YABANCILARA, BAfiKA

RENKTEN OLANLARA VE M‹NARELERE KARfiI”

Zenginlik paylafl›l›rsa fakirlik, bilgi paylafl›l›rsa ceha-

let azal›r. ‹letiflim ça¤›n›n insan› az veya çok bilgi sahibi

olmaya bafllad› fakat zenginle fakir aras›ndaki uçurum,

belki de insanl›k tarihinde ilk defa bu kadar büyüdü. Es-

kiden toplum olarak fakirdik ama insanlar birbirinden

mal› ve can›yla daha emindi. Stephane Hessel’in dedi¤i

gibi; “Bat›’da hâkim olan, daha fazla maddeye sahip ol-

ma düflüncesinin dünyay›, yeni bir krize sürükledi¤i yer-

den kurtarmam›z laz›m

(9)

”. Ama nas›l?... Zenginler

ortalama halktan daha farkl› semtlerde otururken, ma-

l›na ve can›na zarar gelmesi korkusuyla giderek kendi

kalesine hapsoluyor. Daha fazla güvenlik, daha fazla ka-

mera, daha fazla polis ve bu sefer de postmodern top-

lumlar›n içini kemiren yaln›zl›k korkusu...

‹sviçre K›z›lhaç Baflkan› Rene Rhinow, korku toplu-

muyla ilgili söyleflinin bir yerinde diyor ki: “Korkan kim-

se daha çok güvenlik ister. Onu da devlet sa¤lamal›d›r.

Böylece korku, belli politflik ak›mlar taraf›ndan baflar›l›

bir flekilde yönetilir. Korkular, yabanc›lara, baflka renkte

olanlara ve minarelere karfl› kendini gösterir

(10)

”. Bu

“imparatorlu¤un” s›n›rlar›, baflka renk ve kültürlere

mensup göçmenlerin yaflad›¤› bütün Avrupa ülkelerini

kaplar. Yabanc›lar, esmer veya siyah tenliler ve minare-

ler!

AVRUPALI AYDINIMIZ?

Avrupa Türkleri aras›nda ideolojik dernekçilik cazi-

besini kaybettikten sonra, etnik kökene dayal› yap›lan-

ma baz› kesimler için k›smen devam etse de, as›l

yo¤unluk, farkl› inanç gruplar›na dahil, din merkezli

dernekçilik daha yayg›n ve dinamik bir flekilde kendini

gösteriyor. Yanl›fl bir dindarl›k alg›lamas› ve Almanya

gibi ülkelerin de, farkl› milliyetlerden Müslüman göç-

menleri sadece Müslüman olarak görmesi neticesinde i-

badet a¤›rl›kl› kurulufllara Avrupa’daki ayd›nlar›m›z

son derece mesafeli duruyor. Zaten sözkonusu kesimle

irtibata geçmek gibi bir giriflimleri de, niyetleri de yok,

cami dernek yöneticilerinin. Hâl böyle olunca Müslü-

man kurulufl temsilcileri; Müslüman göçmenler ve ‹s-

lâm’la ba¤lant›l› her türlü geliflmenin ve kamuoyunun

beklentilerinin gerisinde kal›yor veya bu yükün alt›nda

eziliyorlar.

Toplumlar›n ortak de¤erleri, her kültürde ve ça¤da

istismar konusu oldu¤u gibi, birbirine z›t yorumlar›n da

ilham kayna¤› olmufltur. Baz›lar›na göre “ters köfleden”

at›fl yapan Almanya do¤umlu genç bir ayd›n›m›z, ‹s-

lâm’› dolu bir silaha benzetirken

(6)

geçmiflte ve günü-

müzde ‹slâm ad›na insan katledenleri gözünde

canland›rm›fl olabilir. Hayrettin Karaman gibi, sahan›n

içinden bir uzman ayd›n›m›z da; “Müslümanlar, dinleri

ne olursa olsun insanlar bir yana, hayvanlara ve bitkilere

bile fliddet uygulamazlar. ‹slâm’da meflru fliddet son ça-

redir; o da ‘fliddeti ve zulmü ortadan kald›rmaya’ yöne-

liktir

(7)

” diyor. ‹slâm’a hangi köfleden bakarsak bakal›m,

G. Yasemin Balc›’n›n, ad› yukar›da geçen yaz›s›nda; “‹s-

lâm ça¤daflt›r, flayet biz buna haz›r isek” tesbitinde ay-

d›nlar olarak buluflabiliriz. Bu zor bir ifl de¤ildir fakat

zoru aflmaya müsait ortamd›r. Bu ortam› cami dernekle-

ri, Müslüman kurulufllar haz›rlayabilir ve dine çok farkl›

zaviyelerden bakan ayd›nlar›n fikirlerinin “er meydan›-

na” ç›kmas›na vesile olabilirler. Böylece “Ça¤dafl ‹s-

lâm”dan kimin ne anlad›¤› müphem ve mu¤lak

olmaktan kurtulmufl olur.

Dindar gözüyle de¤il de, kültürel bir duyarl›l›kla bu-

radaki sosyo-kültürel sorunlar›m›za bak›lacak olunsa,

yine de flu gerçek gözard› edilmemelidir: “Kültür dine

dayanan köklerinden uzaklaflt›¤›nda, bu köklere s›k› s›k›

sar›lmak kendisini ilgisizli¤in kollar›na atmak anlam›na

bile gelse, ölümcül derecede zay›f düfler

(8)

”. Ölümcül de-

recede zay›f düflen bir kültürün de, bask›n Bat› kültürü

karfl›s›ndan varl›¤›n› sürdürmesi asla mümkün olmaz!

D‹PNOTLAR:

(1):

Vertrauen und Gewalt

(2):

RP, 10.02.15

(3):

FAZ, 07.02.15

(4):

Slavoj Zizek, Barbarei mit menschlichem Antlitz,

Die Zeit, 16.04.14

(5):

Mathias Lohre, Die Angstpartei,

Die Zeit, 08/08/2014

(6):

Güner Yasemin Balc›, Der Islam ist eine geladene

Waffe,

Cicero.de,

16.02.15

(7):

Hayrettin Karaman, ‹slam ve fiiddet,

Mümtaz’er Türköne’nin Röportaj›, s. 25

(8):

Terry Eagleton, Kültür Yorumlar›, s. 83

(9):

Empört Euch!

(10):

Wer Angst hat, will mehr Sicherheit,

zeit.de

, 29/10/2009