8 REFERANS ŞUBAT 2015
letmesine flafl›rmamak laz›m.
fiiddet fliddeti do¤urdu: 12 Eylül 1980’in bask›c› ve
fledit rejiminden sonra yeralt› dünyas›na geçifl yapanlar
kadar, eline silah al›p da¤a ç›kanlar da, zorba rejimin
millî bünyede meydana getirdi¤i “yan tesirler”di. Rus-
ya’n›n, Çeçenistan üzerindeki, Çeçen direniflçileri, Afga-
nistan’da Amerikan’›n iflgâlci güç olarak bask›s›, El
Kaide’yi ve yine Amerika ve müttefiklerinin Irak’taki ifl-
gâl ve zorbal›klar›, Ifi‹D gibi terör örgütlerini do¤urdu.
J. Philipp Reemtsma’n›n dedi¤i gibi, bütün kültürlerde,
farkl› biçimlerde de olsa, fliddet vard›r
(1)
.
Benim çocuklu¤um, hatta gençlik y›llar›mda köyleri-
mizde kar›y› dövmek, “erkekli¤in flan›ndan”d›. Kuran-›
Kerim’den, “Hafif hafif dövün” diye tercüme ettikleri
(Gerçi daha yenilerde bunun böyle olmad›¤›n›, konunun
ehli ilahiyatç›lar›m›zdan ö¤renmifl olduk ama olan bizim
analar›m›za oldu.) ayetin arkas›na s›¤›narak, analar›m›-
z›n kaburgas› k›r›lana kadar dövüldüklerine flahit olduk.
Anadolu’nun farkl› yörelerinden, torun torba sahibi ol-
mufl iki samimi arkadafl›mla birlikte kad›n-erkek mesele-
leri üzerine sohbet ederken, kar›lar›n› dövüp
dövmediklerini merak etti¤imden, sordum: ‹kisi de ›k-
laya z›klaya zaman zaman han›mlar›n› dövdüklerini iti-
raf ettiler. Sadece o kadar m›?... Ailenin ilk erkek çocu¤u
olmama ra¤men, yedi¤imdayaklar›n haddi hesab› yok...
“Bizim kocalar›m›z da, babalar›m›z da; hem döver, hem
sever kime ne!..” diyenleri, fliddet kültürünün “tatland›-
r›c›s›” olarak kullanabilirsiniz.
Art›k Alman tv kanallar›nda “‹slâmc›”diye bafllayan
haber, yorum ve tart›flma pro¤ramlar›na bakacak sab›r
ve tahammülümüz kalmad› ama kitleler üzerindeki etki-
si su götürmez bir gerçek olan haftal›k dergilerin kapak-
tan ve günlük büyük gazetelerin ilk sayfalar›ndan
verdikleri haber ve yorumlar, sütun sütun derin analiz-
ler de yakam›z› b›rakm›yor. Onlar› daha çok ciddiye a-
l›yoruz. Çok flükür, gören gözümüz, ifliten kula¤›m›z,
hassas bir vicdan›m›z var. Vicdan demiflken, Hannah A-
rendt’in, “Vicdan her yerde apolitiktir.” sözünü hat›rlar-
d›m... Avrupal›lar özellikle Göçmen Müslümanlara
bugünlerde çok ama çok vicdans›zca sald›r›rken, önyar-
g›n›n ipotek alt›na ald›¤› vicdanlar›n pek de “apolitik”
olmad›klar›n› görüyoruz.
KORKU KÜLTÜRÜ
Der Spiegel dergisinin y›llarca ‹slâm ve Müslüman o-
dakl› konular› çarp›tarak ve sansayonel bir flekilde s›k
s›k kapaktan verme görevini, son zamanlarda Focus der-
gisi üstlenmifle benziyor: Alman bayra¤›n›n renkleri ü-
zerine oturtulmufl ay-y›ld›zl› “‹slâm Almanya’ya uyar
m›? (Passt der Islam zu Deutschland?)” kapak bafll›¤› za-
ten “‹slâmlaflt›r›lan Almanya”y› fazla söze hacet kalma-
dan anlatmaya yetiyor. Matin Kessler de
(2)
, “Almanya’y›
‹slamlaflt›rma tehdit ediyor mu?” diye bafllam›fl makale-
sine. Ondan bir hafta önce de, Nikolas Busse, “Almanya
bir ‹slamilefltirme tehditi alt›nda m›?
(3)
” bafll›¤›yla kale-
me ald›¤› yaz›s›nda, yap›lan bir araflt›rmaya dayanarak;
Almanya Müslümanlar›n›n genel nüfusa oran›n %5 ci-
var›nda (3,8-4,3 milyon) oldu¤unu vermifl. Devam›nda
ise, vicdans›zl›k etmeyerek; “%5’lik gibi bir az›nl›¤›n,
%95’lik (H›ristiyan) ço¤unlu¤a hükmedebilmesi ancak
diktatör bir rejimde düflünülebilir” diyerek yüreklere su
serpmifl.
Stalin, Hitler, Saddam ve daha niceleri gibi diktatörle-
rin idare etti¤i bütün rejimlerin en büyük kozu, insanlar›
korkutabilecek bir alg›y› oluflturmakt›. Bugün Irak ve
Suriye topraklar›ndan bütün dünyaya varl›¤›n› kabul et-
tiren terör örgütlerin en etkili “propaganda” malzemesi,
korkudur ve insan›n kan›n› donduran katliamlar›yla o-
luflturduklar› sistemin bir baflka ad› da, “Korku ‹mpara-
torlu¤u”dur.
Biz; Allah yakar, Kuran çarpar, baba döver, ö¤retmen
dayak atar, devletin memuru da azarlar, korkusuyla ye-
tifltik, yetifltirildik... Biraz memleket meselelerine ve si-
yasi e¤ilimlere ak›l erdirme¤e bafllay›nca da; “sa¤c›”y›
solcuyla, “solcu”yu sa¤c›yla, A partiliyi B partiliyle kor-
kutuldu¤unu gördük ve biz de bu korku kervan›n›n ar-
kas›na tak›ld›k. Sözkonusu “D›fl Düflmanlar” olunca;
içerde Türk’ü Türk’e k›rd›ran, onumezheplere, etnik kö-
kenlere, siyasî s›n›flara bölen zihniyet, “yenilmez, cesur,
kahraman” s›fatlar›yla tarif etti¤i milletimize, bu sefer
de etraf›m›z› saran “d›fl düflmanlar”› iflaret ederek,
“Türk’ün Türk’ten baflka dostu yoktur” z›rh›n› giydir-
me¤e çal›flt›.