11
A⁄USTOS - EYLÜL 2014 •
okuyucular, Türk edebiyat›n-
dan ne yaz›k ki, genellikle
önyarg›lar›lar›n›n tasdiklen-
mesini bekliyorlar” diyor.
(Kultur Spiegel, April 2014).
Bu topraklarda gözünü dünya-
ya açmalar›na ra¤men, niçin
kendilerini bural› sayamad›k-
lar›n› veya buray› vatan olarak
göremediklerini, s›radan hal-
k›ndan en üst düzey ayd›n›na
kadar, yerli toplumun bu ve
benzeri tutumlar›nda görmek
mümkün.
Gurbetteki vatan
Türklerin yo¤un olarak yafla-
d›klar› Avrupa flehirlerinde
günün birinde Türk bakkalla-
r›n›n ve lokantalar›n›n tama-
m›yla piyasadan çekilmifl
olmas›n›, buradaki varl›¤›m›z
aç›s›ndan bir k›yamet alameti
olarak görürüm, çünkü; gur-
bette vatan› yaflaman›n çok ö-
nemli unsurlar›ndan birisi de,
mutfak kültürü ve beslenme a-
l›flkanl›klar›d›r.
Almanya’da do¤up büyüyen
birkaç tane gencimizden “va-
tan” konusunda ald›¤›m›z ce-
vaplarda da görülece¤i gibi;
onlar, Türkiye ile gönül ba¤›n›
aile ortam›nda kurmufllar. Dil,
edebiyat, müzik gibi sözlü
kültürün yan›s›ra, inanç kültü-
rü ve aile ortam›nda fertlerin
karfl›l›kl› davran›fl biçimleri,
gurbette vatan› yaflatan bafll›ca
ögelerdendir. Demek ki, yeri-
ne göre gurbette, yad elde de
vatan elbette yaflanabilir ve
yaflat›labilir... Meselâ, Balkan
Türkleri için yüzy›llardan beri
üzerinde yaflad›klar› topraklar,
onlar için vatand›r. Yüzy›llar
boyunca sürgün hayat› yafla-
yan Yahudiler için, yerine gö-
re oturduklar› mahalleler (get-
to), yerine göre aile oca¤›,
sürgündeki vatan olmufltur.
On sekizinci Yüzy›l’da Volga
Nehri k›y›lar›na yerleflmifl o-
lan Almanlar da (Wolgadeut-
sche) oralara vatan diye
sahiplenmifllerdi. Fakat günün
birinde Hitler diye birisi tari-
hin ak›fl›n› de¤ifltirmeye yelte-
nince, karfl›s›na en az onun
kadar zalim, Stalin adl› bir
baflka diktatör ç›k›verdi. K›r›m
Türklerini, as›rlardan beri ya-
flad›klar› yurtlar›ndan söküp a-
lan Stalin, Volga Almanlar›n›
da yurtlar›ndan sürdü:
Hitler Almanyas›’yla, Rusya
savafla girince, Rusya Alman-
lar›, “1941 y›l›nda, 24 saat i-
çinde evlerini ve yurtlar›n›
terk etmek mecburiyetinde
kald›lar. Stalin’in emri gere¤i,
ya Asya’n›n içlerine veya u-
zaklar›na yerlefltirildiler. Al-
man as›ll› göçmen kad›nla
eski bir ‹ncil tablosu önünde
e¤ilirken, dedesinin, bera-
berinde götürme¤e müsaade
edilen yedi adet kitab› ve bun-
lar ars›nda bir ‹ncil’i nas›l ba-
vula
yerlefltirdi¤ini
ve
Asya’da kalan amcas›n›n onu
(‹ncil) bir hazine gibi nas›l ko-
rudu¤unu anlat›yor. Fakat da-
ha sonra gurbet onu
anadilinden mahrum b›rakt›-
¤›ndan, ‹ncil’i okuyam›yordu.
(Friedrich Dickmann, Heimat,
Journal für Philosophie/der
blaue reiter 23 ).
Buras› Avrupa Türkleri için
çok önemli: Gurbette vatan›
yaflayabilen Volga Almanlar›,
daha sonra Rusya’n›n baflka
yerlerine sürgün edilince, Al-
manca’dan mahrum b›rak›lan
Alman, ‹ncil’i okuyamad›¤›
gibi, anadilindeki di¤er kitap-
lar› da okuyamad›. ‹fl bu nok-
taya gelince, gurbetteki vatan›
hayal bile edemezsiniz!
Vatan nedir?
Felsefî anlamda vatan; kiflinin
asl›nda kendine dönmesi ve
kendini bulmas›d›r. S›laya ve-
ya vatana yolculuk; biraz da e-
pey uzak kald›¤›m›z, ihmal
etti¤imiz kendimize dönüflten
baflka bir fley de¤il ki zaten...
Uzun bir aradan sonra vatana
her yolculukta, bir zamanlar o-
radaki kendimizle karfl›lafl›-
yor, hasret gideriyor ve
kelimenin tam anlam›yla, ken-
dimize geliyoruz. Orada, gur-
bettekinden daha da hürüz
veya kendimizi öyle hissedi-
yoruz. Zaten vatan, bir parça
da özgürlük demektir.
Yurtd›fl›nda do¤up büyüyenler
için vatan olarak Türkiye, an-
cak aile ba¤lar› ve ald›¤› de-
¤erler üzerinden ve biraz da
içinde yaflad›¤› toplumun onu
ötekilefltirmesi neticesinde bir
anlam ifade edebilmektedir.
Avrupa veya baflka diyarlarda
yetiflen Türkler için anavatan-
la irtibat›n temelleri aile orta-
m› ve cemiyetlerimizde
at›lmal›d›r. Ancak bu yolla
gurbetteki vatanla, anavatan a-
ras›nda irtibat sa¤lanabilir.
“Hangi vatan” sorusunun ce-
vab›, yukar›daki aç›l›mlar›n ›-
fl›¤›nda, birden fazlad›r. Vatan
mefhumu, Avrupa Türklerinin
varl›¤› aç›s›ndan hayatî önem
arz etti¤inden; gurbette vatan
yaflanmal›, gurbet vatana dö-
nüflmelidir!