YORUM
8
• REFERANS
için de, gurbette vatan ya-
flanmal›, gurbet vatana dönüfl-
meli...
‹smail Gasp›ral›; “Türk’ün va-
tan›, Türkçe’nin konufluldu¤u
yerdir” diyor. Bundan hare-
ketle; Avrupa Türklerinin en
öncelikli meselesi olarak son
y›llarda her f›rsatta dillendir-
di¤imiz, Türkçe’nin yaflat›l-
mas› konusu, ayn› zamanda
yeni nesillerin, (mesela) Al-
manya’ya nas›l bir “vatan” ta-
rifi getirecekleriyle alâkal›d›r.
Tersinden okudu¤umuzda ise;
Türkçe’nin unutuldu¤u bu di-
yarlar da art›k Türk de yoktur!
Olsa olsa, atalar› Türk olan
Almanlar vard›r.
Arif Nihat Asya’n›n,
“Vatan ettim sizi
ey topraklar
Befl vakit
damgalay›p anl›mla”
diyerek veciz bir flekilde tarif
etti¤i vatan, ayn› zamanda Av-
rupa Türkü’nün göç etti¤i top-
raklara
niçin
“vatan”
diyemedi¤ine de bir izaht›r.
Çocuklu¤umda, babamla bu¤-
day biçimine gitti¤imizde, ya-
n›k sesiyle okudu¤u bir türkü
vard›: “Kesildi niflanem yad
oldu vatan/Gözden yitti bizim
yerin da¤lar›”. Vatanla olan
ba¤lar› koptukça (niflanesi ke-
sildikçe), kifli kendini daha da
göçebe hisseder. Gönül rahat-
l›¤›yla aidiyet duyaca¤› bir
toprak parças› art›k kalmam›fl-
t›r yeryüzünde... Bazen do¤up
büyüdü¤ü topraklarla uzun
y›llardan beri iliflkisi kalma-
m›fl dostlarla konufltu¤umuz-
da, yüz ifadelerinde hep o
eksikli¤in buruklu¤unu gör-
müflümdür: Kimli¤inin flekil-
lendi¤i yöre ile irtibat›n ke-
silen her insanda, flimdi yad
olan o yerlere olan özlem, öm-
rü billah devam eder. Zaten bi-
zim türkülerimizin yürek
s›zlatan en önemli konusu, ay-
r›l›kt›r. Bu ayr›l›k da, bilindi¤i
gibi, bazen s›laya, bazen de
sevgiliyedir. Fakat de¤il sade-
ce oradaki efle dosta, s›lan›n
da¤›na, ba¤›na, deresine, bay›-
r›na bile ayr› bir özlem vard›r.
“Ordu’nun Dereleri” ve “Er-
zincan’a girdim ne güzel ba¤-
lar/Erzurum’a vard›m dumanl›
da¤lar” gibi yüzlerce türkü-
müz kadar, meflhur “Haydar
Baba” fliiri de ad›n› ayn› isimli
bir da¤dan almaktad›r. Bu da,
bizim kültürümüzde insan-ta-
biat iliflkisinin önemine dela-
lettir.
“Heyder Baba, bulaglar›n
yarp›z›
Bostanlar›n gülbeseri
garp›z›”
Bu fliirde, bulaglar›n (p›narlar)
yarpuzu, bostanlar›n gülbeseri
(salatal›k) ve karpuzu gibi ta-
biat varl›klar›na yer verilmesi,
kiflinin do¤up büyüdü¤ü top-
ra¤a ve orada yetiflen ürünlere
ayr› bir nostaljik duyguyla ya-
k›nl›¤›n› ele verir.
Türk Dünyas›’n›n en meflhur
flairlerinden birisi olan Mu-
hammed Hüseyin fiehriyar, bu
derece tan›nm›fll›¤›n› belki de,
“Heyder Baba” fliirine borçlu-
dur. Heyder (Haydar) Baba’y›
bizim kültür co¤rafyam›zda
her okuyan insan, kendisinin
çocukluk ve gençlik y›llar›n-
dan birfleyler bulabilmektedir.
fiehriyar’a bu fliiri yazd›ran se-
bep, do¤up büyüdü¤ü ve kül-
türel kimli¤inin flekillendi¤i
topraklara olan hasretten bafl-
ka ne olabilir ki... fiiiri oku-
yanlar; gelenek, töre, inanç,
aile, komfluluk ve sözlü edebi-
yat›n çerçevesini çizdi¤i ve
nesilden nesile intikal eden
kültür miras›n›n, tabiatla içiçe
sürdürülen bir hayatta insanla-
r› nas›l yo¤urdu¤unu görecek-
ler.
Yine afla¤›daki m›sralarda,
köydeki (kent) dü¤ünden
(toy), köyün k›zlar› ve gelinle-
rinden, Anadolu’nun da bir-
çok yöresinde uygulanan;
beyin dam üstünden gelinin
bafl›na elma atmas› gibi bir dü-
¤ün âdetinden ve sazlar›yla
çal›p söyleyen âfl›klardan bah-
sedilmesi, kiflinin aidiyet duy-
du¤u kültüre olan ba¤l›l›¤›n›
ifade eder.
“Heyder baba, kendin toyun
tutanda
G›z gelinler hena, pilte
satanda
Bey geline damdan alma
atanda
Menim de o g›zlar›nda
gözüm var
Afl›glar›n sazlar›nda
sözüm var”
Aslen nerelisin?
Bazen, “Hemheflrim memle-
ket nere?” diye soruldu¤unda,
flöyle bir cevap al›nabiliyor:
Do¤ma büyüme ‹stanbul’lu-
yum ama aslen Trabzon’lu-
yum. Nitekim bir dostun 20
yafl›ndaki o¤luna nereli oldu-