YORUM
12
• REFERANS
ler kayb›’d›r. Maddeye sahip
olma, statü ve kabul görme
h›rs›, dünyay› daha da derinle-
flen bir krize sürüklüyor. (10)”
Henüz daha ilmî ve fennî (tek-
nolojik) mânâda, toplum ola-
rak Türkiye, Bat›’n›n ileri
sanayi toplumu seviyesine u-
laflamazken, onlardaki toplu-
ma dair krizden nasibini
çoktan almaya bafllad›. Bu du-
rumu, s›radan bir Türk vatan-
dafl› fark etti¤i gibi, elli
seneden beri yurtd›fl›nda yafla-
yan bir ilim adam› daha farkl›
yorumlar: “O zaman da cemi-
yetimizin flartlar› iyi de¤ildi.
Ama flimdi memleketimde bir
ahlâkî gerilik görüyorum. Ku-
sura bakmay›n bunu söylemek
zorunday›m! ‹nsanlar flimdi
daha çok yalan söylüyor, iftira
ediyor. (...) ‹nsanlar vefas›z.
‹nsanlar takdir etmiyor, insan-
lar kendilerinden de¤il de hep
baflkalar›ndan bekliyorlar ve
materyalist oluyorlar. Bugün
Türkler, genelde de Müslü-
manlar maddeye çok yönel-
mifller. (...) Maddenin peflinde
kofluyorlar, ona ulaflmak için
birçok ahlâkî prensipleri feda
ediyorlar. (11)”. Toplum bir
kere bozulmay›versin; h›risti-
yan da olsa, müslüman da, i-
nand›¤›
hayat›
de¤il,
inand›r›ld›¤› hayat› yaflamaya
bafllar.
Babas›yla övündü,
efendisine de öykündü
Burada Bat›l› kavramlarla
kendimizi izah ve ifade etme-
nin zorlu¤uyla karfl› karfl›ya-
y›z... Önce, Almanca’daki
“Gesellschaft”›n karfl›l›¤› biz-
de “toplum” ve “Gemein-
schaft”›n
karfl›l›¤›
da,
“cemaat” oldu¤unu bilmeyen-
ler için aç›klam›fl olal›m.
“Ça¤dafl Türkiye’de Gesell-
schaft kültürü laik ve Bat›l›,
oysa Gemeinschaft kültürü ‹s-
lami ve Do¤uludur” diyor Ü-
mit Meriç Yazgan, M.
Meeker’den al›nt› yaparak. Ve
devam ediyor: “Çok say›da bi-
rey Gemeinschaft ortam›ndan
Gesellschaft ortam›na geldi-
¤inde yaln›zca toplumsal kim-
li¤ini
yitirmemifl,
ayn›
zamanda kültürel bir bölün-
meyle de karfl› karfl›ya kal-
m›flt›r. (12)“.
Siz cemiyet (dernek), cemaat
ortam›ndan flu veya bu sebep-
ten dolay› koparak kendinizi
toplum içinde buldu¤unuzda;
flehrin sokaklar›, kahvehane
veya birahanelerine, oyun sa-
lonlar›, al›flverifl merkezlerine,
futbol sahalar› gibi yerlere tes-
limsiniz... Sizin “düflman›n›z”,
ülkenin huzuru ve birli¤ine
göz diken, de¤erlerini de¤er-
sizlefltiren,
zenginliklerini
ya¤malayanlar de¤il, karfl› ta-
k›m›n taraftarlar›d›r. Bu saat-
ten sonra siz, cem oldu¤unuz
camian›n de¤er yarg›lar›na gö-
re de¤il, “toplum mühendisli-
¤i”nin dayatt›¤› bir hayat
yaflamaya bafllars›n›z. Camia-
dan topluma (Gesellschaft)
geçifl yaparken, belli de¤erler-
le donanm›fl ve gayeleri olan
camiaya aidiyet kimli¤iniz;
“Bir zamanlar ben de...” ba-
b›ndan yâd edece¤iniz sadece
“nostaljik” bir hadisedir art›k.
Dünün baz› cemiyet, cemaat,
camia, grup, dernek adamlar›,
toplumlaflarak ferdî hayat› ter-
cih ettiklerinden, eski günleri
malzeme yapman›n ötesinde
söyleyecek yeni birfleyleri
yoktur.
Bizim cemiyetimiz çokkültür-
lü; içinde farkl›l›klar› bar›nd›-
ran, flahsiyetli, dinamik bir
özelli¤e sahiptir.
Modern/postmodern toplum,
yeknesak (monoton), dura¤an
ve anonim, yani kimliksizdir.
flark tipi cemiyetlerde gruplar,
cemaatler, özelliklerini muha-
faza ederler. Modern Bat› tipi
toplum anlay›fl› buna imkân ve
müsaade vermez! Zaten Al-
man Sosyolog Armin Nassehi
de, (olmas› gereken) günümüz
toplumunu, “Gesellschaft der
Gegenwart”› tarif ederken;
görüfl farkl›l›klar›, uzlaflmazl›k
ve çeliflkileri olan bir uygula-
ma format› üzerine kuruludur,
diyor. Asl›nda tam da bizim
gibi do¤ulu toplumlara uyan
bir tarif...
Yönetilebilir ve yönlendirile-
bilir bir toplum infla edebil-
mek için tek tip insan
“yaratmak” gerekir. Bütün to-
taliter sistemlerin yapt›¤› gibi:
Dünyaya bak›fl aç›s›, yaflant›
biçimi, k›yafeti ve tüketim a-
l›flkanl›klar›yla birbirinin ben-
zeri
olan
insanlardan
müteflekkil toplumlar... Fa-
flizm gibi komünizm de, yöne-
tilebilen ve yönlendirilebilen,
ayn› kal›ptan ç›km›fl, homojen
toplumlar yaratmad› m›?..
Cumhuriyet Türkiyesi’nde